Nisan...
Yine Nisan… Bir yaşım daha geride kalacak birkaç gün sonra… 30 yılı devirmiş; şairin “ yolun yarısı ” dediği zamana epeyce yaklaşmış olacağım… Her yaş dönümü, hesaplaşmanın, geriye bakmanın, “ben ne yaptım bunca zaman, neredeyim, peki ya sonrası ne olacak”ların, soruların, cevap aramaların, sorgulamaların vaktidir bende . Yine, düşünüyorum. Ne yaptım ben, diye… 30 yaşındayım ve yolun neresindeyim, diye… Zihnime üşüşen yanıtların kimi ayağıma dolanıyor, kimi içimi şenlendiriyor. Bir dolu anı, insan, yolculuk, karar, acemilik, düşüş, ışıltı, kayboluş, kutlama, kaybediş, zafer, ümit, düş kırıklığı, mutluluk… Pek çok şey var heybemde. Her şeyden var, ömrümde… 30 yıl; maviyi ve yeşili ve siyahı ve griyi ve her rengin her bir tonunu da içinde taşıyan bir gökkuşağı gibi yer alıyor belleğimde… Ve önümde yeni bir yaş uzanıyor, henüz rengini kestiremediğim. Dilerim rengarenk olsun! Dün bir arkadaşım , (muhtemelen hed...