Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bodrum'da Üç Eşsiz Koy: Cennet, Kargıcak ve Mazı

Resim
Deniz konusunda hassasım. Yani her su birikintisine kolayca atlayamıyorum; dibini göreyim, derin olsun, taşlar ayağımı acıtmasın, mavisi-yeşili rengine doyayım istiyorum. Gürültülü plajlardan, kalabalık ve bol aksiyonlu sahillerden hiç hoşlanmıyorum. Mümkünse sakin, sessiz, doğanın içinde hissedebileceğim koylarda olayım istiyorum! Bodrum'da tam da böyle, sevdiğim gibi üç farklı koya çıktı yolumuz. Kargıcak Koyu, Mazı Koyu ve Cennet Koyu. Baştan uyarayım, eğer gittiğim yerde mutlaka konforlu tesisler olsun, denizden çıkınca duşumu alabileyim, aman da minderlere yayılayım, her vakit buz gibi içecekleri yudumlayayım, yüksek sesli müzik dinleyeyim diyorsanız buralar kesinlikle size göre değil! Çünkü neredeyse hiçbirinde-Mazı hariç- tesis yok, şezlong, şemsiye, duş yok; bu koylar havlunu atıp kendini dinlemelik ve bol bol yüzmelik:) Kargıcak Koyu Kargıcak Koyu... Kargıcak Koyu 'nu bir blogda okuyup " Hadi gidiyoruz! " dedik. Bizim kaldığı

Bir Yıl Sonra, Yine, Yeniden: Bozburun

Resim
Geçenlerde bir akşam vakti aklıma düşmüş, Bozburun 'u yazmıştım. Burnumda tüte tüte anlatmıştım, Bozburun'a dair hislerimi. Konakladığımız Karia Bel' için "Otel değil aslında benim için vaktimiz ve imkanımız oldukça her yıl, her mevsim gitmek istediğim bir köşe." yazmıştım. Bunu okuyan sevgili bir sürpriz yapıp yine Karia Bel'den rezervasyon yaptırmış. Bu sabah Bodrum'dan yola çıkıp buraya geldik. Şu an Bozburun'da, Karia Bel'de terasta oturmuş denizi seyrediyor ve bu satırları yazıyorum. Bugün, bizim evliliğimizin birinci yılı.  İki düğün yaptık, kafalar karışıyor arada tarihler konusunda tabi:) En iyisi resmi nikahı baz almak ya 15 Eylül bizim evlilik yıldönümümüz , dedik bu sene. Önümüzdeki yıl hangi tarihi kutlarız bilmiyorum:P Bir yıl geçmiş, evli olarak, birlikte. Evlilik, acayip bir müessese. Üstüne uzun uzun yazılır. Sosyolojik tespitler, toplumsal kodlar ve psikolojik etkileri konusunda Allah ne verdiyse yazmak ister

Bodrum, Bodrum...

Resim
Bodrum'dayım! :) Bu yazıyı begonvillerin arasından gördüğüm uçsuz bucaksız denize bakarak yazıyorum. Bodrum, bugüne dek pek merak ettiğim, ilgimi çeken bir yer olmamıştı. Kalabalık ve itiraf edeyim nedense "tiki" bir algısı vardı bende. Biraz da bu yüzden hiç yolum düşmedi. Son dönemde etrafımda Bodrum'a yerleşenler oldukça, gidip bakir koylarını anlatanlar çoğaldıkça ve gördüğüm fotoğraflar ve dinlediklerim içimi açmaya başlayınca dedim ki "Artık, va ktidir, yola düşelim! " :) Dün sabah İstanbul'dan yola çıkıp akşamüstü buraya vardık. Bodrum merkeze 20-25 km uzaklıkta bir koyda kalıyoruz. Fazlasıyla sakin, sessiz ve dingin... Sanırım tatilci kalabalığı yavaştan çekilmeye başlamış; yaş ortalaması hayli yüksek bir grup ve bir de bölgenin yerlileri var bu mevsimde buralarda... Sabah erkenden denize indik, kimsecikler yoktu. Denize atlayıp yüzdük. Sonra mis gibi bir kahvaltı yaptık. Biraz kitap okudum, biraz da bloglar arasında gezindim.

Zaman Yönetimi Üstüne: "Time Is A Choice!"

Resim
" Saatin kendisi mekan,  yürüyüşü zaman,  ayarı insandır. " Ahmet Hamdi Tanpınar Uzun sayılabilecek bir bayram tatilinin son saatleri... Yaklaşık dört buçuk gündür herkes tatil, yolculuk, ziyaretler ya da dinlenceler arasında soluklanmaktaydı. Ben de bu bayramı durarak geçirdim. Hiçbir yere gitmedik; İstanbul'da evde, doğada, arkadaşlarla ya da kendi kendimize vakit geçirdik. O kadar iyi geldi ki! Kalabalığa girmeden, "to-do-list"lere bulanmadan, arada ormana kaçarak yavaşlamak bünyemi ferahlattı resmen. Kitap okudum, film seyrettim, bloglar arasında gezindim. Mis gibi oldu:) Arada birkaç da TED konuşması seyrettim. Özellikle bir tanesini zihnimde altını çize çize dinledim. Laura Vanderkam 'ın How To Gain Control of Your Free Time başlıklı konuşmasını epeydir unuttuğum bir şeyi hatırlar gibi dinledim. " Zamanım yok, çok meşgulüm, vakit ayıramıyorum... " gibi hepimizin kurduğu ya da cümlelere karşı çıkıyor Laura Vanderkam. Ve kafama ka