Eşref'i Vurdular, Nafile Yere... **
Memleket yangın yeri... Her gün, başka bir şehirden, farklı bir sokaktan kötü bir haber geliyor. Bombalar patlıyor, tecavüz sıradanlaşıyor, ölenler “yalnızca bir sayı” olarak ekranlarımıza düşüyor… İnsanın içinden hiçbir şey yapmak, hiçbir şey söylemek gelmiyor. Gülümsemeye, mutlu olmaya, güzel bir şeyi paylaşmaya mecalimiz yok. Sokağa çıkmaya korkuyoruz. Böyle büyük büyük; siz’li biz’li cümleler kurmak değildi aslında niyetim. Kendi halimi anlatmaya ihtiyacım var. Korkuyorum. Sokakta yürürken yanımdan geçen adamdan, kaldırımda duran arabadan, karşıda bekleyen sırt çantalı kadından; hepsinden korkuyorum. Tenha sokaklardan geçmeyeyim diye yolumu uzatıyorum, kalabalığa girmeyeyim diye aylar öncesinden aldığım etkinlik biletlerini yakıyorum. Kendi küçük dünyama kaçmaya çalıştıkça, eve kapandıkça, “yok yok bir şey olmaz” diye kendimi teselli etmeye çalıştıkça nefes alamadığımı hissediyorum. Doğu, batı, Diyarbakır, Taksim… kafamda hiçbir ayrım olmaksızın; olan bit...