Nar Ağacı...

10 yıl önce ayrıldığım bir şehre gitmek üzere yola çıkarken çantamdaydı. Havaalanında uçağı beklerken, fotoğrafını çekip, “Yol arkadaşım” notuyla twitterda paylaştım ve kapağını açtığımda, ilk bölümün başında şöyle yazıyordu: YOL ARKADAŞIM Garip bir gülümseme yerleşti yüzüme... Okumaya başladım; daha ilk birkaç sayfada bir kaç satırın altını çizdim; sonra kalemi bıraktım, okumaya daldım... Su gibi aktı hikaye; içimde akan iki ırmak Setterhan ve Zehra... Ve yollardayken, içimden geçip giden, görmeyi dilediğim şehirler: Tebriz, Bakü, Yezd, Batum ve çocukluğumun kenti Trabzon... Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu ’nun, 5 yıl aradan sonra bize anlattığı yeni hikayesi, yeni romanı... Yusuf ile Züleyha ile tanışmıştım Nazan Bekiroğlu’yla... Ama ne tanışmak.... Yusuf ile Züleyha’nın pek çok cümlesini ezbere biliyorum şu an... Dönüp dönüp kaçtığım başucu kitaplarımından biri... Ve sonrasında La, Cümle Kapısı , Nun Masalları, İsimle Ateş Arasında... Ve diğerleri... Bütün kitapla...