Kayıtlar

İki Yıl

Resim
 Bir hafta sonra 2 yıl geçmiş olacak bu bloga son yazdığım yazının üstünden.  2 koca yıl. Şimdi böyle yazınca nasıl geçtiğini anlamadığım; bir dolu şey yaşadığım, hem çok uzun hem çok kısa bir zaman dilimi...  Yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmak, annelik, yeni bir kariyer, bir dolu zorluk ve çokça yenilikle geçen günler, haftalar ve -vay be- yıllar... Şöyle bir bakıyorum da... Çok zor-muş be! Pandemi, sonra hamilelik, derken annelik ve üstüne gelen göçmenlikle beraber hayatımın nasıl ve ne kadar değiştiğine inanamıyorum. Özellikle annelik ve göçmenlik, iki büyük kimlik dönüşümü. Ve benim hikayemde ikisi çok peş peşe, iç içe geldi. Afalladım, zorlandım, çuvalladım! Özellikle başka bir ülkede desteksiz olarak bir çocuğa bakım vermek... Bunun üstüne sabahlara kadar konuşmak isterim. Yaşamayan anlamaz, yaşayanlara da tek tek sarılabilirim💚 Bir yandan kendi ebeveynlik, annelik yolumu özgürce yürüdüğüm olağanüstü bir deneyim, bu. Her şeyi çekirdek ailece yaptığımız, beraber büyüdüğümüz b

Ev...

Resim
 7 Ekimdi, İstanbul'daki evimizi kapattık. O evden, eşyalar kolilenirken kucağımda Leyla ile çıktım. Çok ağladım. Aynur'un evine vardığımda ağlamaktan ve bütün hazırlık sürecinin yorgunluğunun bir anda üstüme çullanmasından belki kolum kanadım kırılmış gibiydi. Aynur bizi kapıda karşıladı, eşyalarımızı taşıdı, bana sarıldı, Leyla'yı aldı doyurdu, bana sıcak bişiler hazırladı. O gün Aynur'un o sarıp sarmalayışı, dermanım yokken uzanan eli olmasaydı, ne yapardım bilmiyorum.  O gün o evi kapatmanın anısı öyle ağır ki zihnimde... Neredeyse iki ay olmak üzere... Biz bu süreçte Aynur'un evinde, ailelerimizin yanında, öğretmenevinde, otelde kaldık. Şehirler, odalar, yataklar... değiştirdik. Düzenler kurup bozduk. Her şeye hızlı çözümler bulduk. Leyla'yla uçağa bindik, ülke değiştirdik. Şimdi Amsterdam'dayız. Bir aydır, otelde kalıyoruz. Birkaç bavul ile geldiğimiz şehirde her şeyin sadece yetecek kadar olduğu bir düzende, 40 m2de yaşıyoruz. Odamız kanala bakıyor, k

Osman ve Yeniden Kitap Kulübü

Resim
 Pandemi başladıktan sonra hayatım ve gündemim çok değişti. Sürekli haberleri, canlı yayınları, açıklamaları takip eder; hasta sayılarına, grafiklere, dünyada ve memlekette olup bitene çılgınca kafa yorar oldum. Evden çalışma, hayatın değişen ritmi, ne olup bittiğini anlamaya çalışma derken okumak hayatımda daha az yer kaplar oldu. Canım okumak istemedi. Aylarca hiç kitap okumadım. Edebiyat ve kurmacadan özellikle kaçtım sanki. Sonra hasta oldum. Yine gündemim ve hayatımın ritmi değişti. İyileşme sürecinde internetten birkaç kitap sipariş ettim. Daha evvel kitaplarını okuduğum, sevdiğim yazar Ayfer Tunç 'un yeni kitabı Osman da sepetteydi. Siparişlerim gelince niyeyse ilk onu aldım elime. İyi ki öyle yapmışım! Osman'ı bir solukta, içer gibi, hikâyenin içinde akarak okudum. Aylar sonra, yoğun bir iştahla kitap okuyordum. Sabah erken saatlerde, gece yarılarında mumlar yakıp ve çok sevdiğim yeşil koltukta oturup Osman'ın hayatı içinde dolandım. Birkaç günde bitti. Osman'ı

COVİD: Pozitif ve Sonrası...

Resim
Aylardır küçük bir karantinada yaşıyorum. Yedi aydır evdeyim, çoğunlukla evden çalışıyorum; hiç AVM'ye gitmedim, ofise gittiğim zorunlu günler haricinde dışarıda yemek yemedim, hatta bir kahve bile almadım. Saçlarımı en son mart ayında boyatmıştım. Kalabalık ortamlardan, kapalı alan buluşmalarından kaçtım.  Fakat, ne olduysa oldu; aylardır kaçtığım, sakındığım virüse yakalandım! Bugün hastalığımın 9. günü; bu süreçte neler yaşadık, neler oldu anlatmak istiyorum... Önce salı günü, Cemal ateşlendi. Hapşırık ve alerji belirtileri de olduğundan başta önemsemedik; ateşi 38,5'larda seyretmeye devam edince hastaneye gitti. Ateş olduğu için kan testi, tomografi ve pcr testleri yapıldı. Kan testi ve tomogrofi temiz çıkınca muhtemelen mevsimsel grip dedi doktoru. Pcr test sonucu da ertesi gün negatif geldi, rahatladık. Normalde ofise gitmek zorunda olduğum haftaydı; ancak test sonucu negatif gelmesine rağmen belirtileri ve ihtimali göz ardı etmeyip takımımla konuştum ve salıdan sonra of

Karantina Belleği

Resim
Hayatımda ilk kez bir podcast yayınına konuk oldum. Üniversiteden arkadaşım Eylem ve Zeynep, Hayat için Akademi kanallarında Karantina Belleği programını yapıyorlar. Beni de davet ettiler; pandemi sürecinde nasıl hissettiğimizi, neler deneyimlediğimizi konuştuk. Benim için çook güzel, çoook keyifli sohbetti:) Dinlemek için: https://open.spotify.com/episode/1w0QTTB2joiI3coseVtUzg?si=iMXdGxhhRIW-ekdxF6Eabg Spotify Uygulamasında Dinlemek İçin Dinlerseniz yorumlarınızı bekliyorum:)

Evde Kalmak ya da Kalmamak: Bütün Mesele Bu Mu Sahiden?

Resim
Gündem malum; salgın hepimizin hayatını farklı farklı açılardan etkiledi. Ben de bayağı sarsılmış hissediyorum. Olan bitene sürekli şaşırıyorum, bir şey kaçıracakmışım gibi sürekli haber takip etmeye çalışıyorum, kaygılanıyorum... Bu hafta başından beri evden çalışmaya başladım. Evden çalıştığımda da maaşımı alabileceğim, kiramı-faturalarımı-mutfak masrafımı dert etmemi gerektirmeyen bir işim var, bu yüzden şanslı sayıyorum kendimi. Evde kalıyorum, kimseyle görüşmüyoruz, olabildiğince az ve dikkatli alışveriş yapıyoruz. Tüm bu olup bitenler, bir sürü şey düşündürüyor. Tokatlandığımı, ezberimin bozulduğunu, sarsıldığımı hissediyorum. İhtiyaçlarımı düşünüyorum. Bu süreç bana temel ihtiyaçlarım ve önceliklerim hakkında düşünme yolu açtı. Aslında ihtiyacım avm, beton ya da farklı mekanlar değil yeşil, toprak ve doğa; bunu bir kez daha net olarak görüyorum. Memleketteki yeşil alan, park, bahçe azlığını siz de bir kez daha farkettiniz değil mi? Farklı restoranlar, yeni açılan y

Bitkisel Beslenme Deneyimim...

Resim
Her şey birden bire oldu. Epeydir okuduklarım, duyduklarım ve karşıma çıkanlar, beni hayvansal ürün tüketmenin dünya için de bedenimiz için de iyi ve sağlıklı olmadığına ikna ediyordu. Ki ben oldum olası etçil biri olmadım; her zaman sebzeye ve -maalesef- hamura düşkünümdür:) Çok sevdiğim iki arkadaşımın vegan beslenmeye başlamasıyla daha çok ilgilenir olmuştum bu konuyla. Yine de " peynirsiz ve yumurtasız nasıl olur ya? " diyordu bir yanım. Bir pazar günü netflix'te takılırken The Game Changers 'ı seyrettik. Belgesel bittiğinde "denemek istiyorum." dedim ve başladım. Belgeselin kısmen abartılı ve taraflı olduğunu söylemeden geçmeyeyim; eleştirilebilir noktaları var ama benim bir süredir düşündüğüm şeylerin üstüne geldiği için bende tetikleyici bir etkisi oldu;) Başlangıçta niyetim hafta içi tamamen bitkisel beslenip hafta sonları peynir ve yumurta tüketmekti. Fakat birkaç gün denedikten sonra böyle bir ayrıma gerek duymadım ve devam ettim. Ve  devam e