İz...
Hayat çok
garip.
Yukarıda gördüğünüz yazıyı o duvara
ben yazmıştım!
Çizdiğim çiçeğin üstünde "We love economics platonically:)" yazıyor. Lisansın en
koşturmacalı, mezuniyete en yakın zamanlarında ne yapacağını bilmez bir ekonomi
öğrencisiyken duygularımı dışa vurmuştum J Bir öğleden sonra, gün boyu girdiğim derslerde
sıkılmış ve bir sonraki dersi beklerken Natuk Birkan’daki o kocaman sınıfın önündeki
duvara küçük bir iz bırakmak istemiştim. “Nasılsa silerler!” diye düşünüyordum.
Oysa silinmemiş. O cümle ve çiçeğim -sanırım- şu an hala Boğaziçi Ekonomi’nin
duvarlarını süslüyor.
Ben, birkaç
kez facebook paylaşımlarında denk geldim o küçük “iz”imin fotoğrafına. Epeyce şaşırdım. Bir yandan da okulumun duvarlarında benden bir şey kalmasına içten içe
sevindim. Bugün de internette gezinirken
rastgele bir blogda yukarıdaki fotoğrafa denk geldim, tekrar.
Küçük bir
tesadüf deyip geçilebilir belki… Önemsiz, minik bir hoşluk… Oysa öyle değil
bence!
Tesadüf diye
bir şey yok, çünkü. Tevâfuk var.
Her şeyin
bir anlam bütünlüğü ve uyum içinde olması… Ömrümüzün
en mucizeli tarafı!
Attığımız
her adım, yaptığımız her şey ve söylediğimiz her söz hep “bir şey” için. Her “an”ımız
hayatımızın anlamlı bir parçası. Hiçbir an boşa değil; hiçbir an, haybeye
yaşanacak kadar manasız değil. Ve yaptığımız her şey, yaşadığımız her an bir
şekilde dönüp dolaşıp bizi buluyor işte.
Üniversitede
iki dönem ders aldığım, kendisinden matematikten ziyade hayata dair şeyler
öğrendiğim hocam Prof. Dr. Haluk Oral ‘ın sevdiğim bir sözü vardı. “Ömrümüz
zaman içinde geriye doğru uzar.” Demişti. Öyle sahiden; yaşarken
anlayamadığımız, anlamsız bulduğumuz pek çok şey zaman geçince, geriye doğru baktığımızda
“İyi ki öyle olmuş!” dedirtiyor, yerini ve manasını buluyor.
Rastgele
denk geldiğim bu fotoğraf da tam zamanında geçmişe götürdü beni.
Hem de tam
yeni kapıların önünde durmuş; kararlar almış, yeni yollara çıkacakken…
Bıraktığım
izleri düşündürdü. Ve geride bırakacağım adımları, sözcükleri, anları…
Attığım her
adımın, söylediğim her sözün ve çizdiğim her
çiçeğin dönüp dolaşıp beni bulacağını hatırlattı!
Bu fotoğraf,
basit bir denk geliş belki. Ama bana “Ayağını denk al!” dedi. “Yazdıklarına, çizdiklerine ve
söylediklerine dikkat et. Geride
bıraktığın iz, sensin; unutma. Gönül kırma. Güzelleştir ve hep güzel izler
bırakmak için çabala!” dedi.
O duvardaki
yazıyı gören gözler ne düşünecek, ne hissedecek bilmiyorum. Ama ben, geride
bıraktığım tüm cümleleri, hala sırtımda taşıyorum. Hep benimle gelecekler, biliyorum;)
dediklerine sahiden inanıyorum uzun zamandır...
YanıtlaSilSanki ilk günden bu yana benimle konuşuyor gibisin.
YanıtlaSil