Evde Kalmak ya da Kalmamak: Bütün Mesele Bu Mu Sahiden?

Gündem malum; salgın hepimizin hayatını farklı farklı açılardan etkiledi.

Ben de bayağı sarsılmış hissediyorum. Olan bitene sürekli şaşırıyorum, bir şey kaçıracakmışım gibi sürekli haber takip etmeye çalışıyorum, kaygılanıyorum...

Bu hafta başından beri evden çalışmaya başladım. Evden çalıştığımda da maaşımı alabileceğim, kiramı-faturalarımı-mutfak masrafımı dert etmemi gerektirmeyen bir işim var, bu yüzden şanslı sayıyorum kendimi. Evde kalıyorum, kimseyle görüşmüyoruz, olabildiğince az ve dikkatli alışveriş yapıyoruz.



Tüm bu olup bitenler, bir sürü şey düşündürüyor. Tokatlandığımı, ezberimin bozulduğunu, sarsıldığımı hissediyorum.


  • İhtiyaçlarımı düşünüyorum. Bu süreç bana temel ihtiyaçlarım ve önceliklerim hakkında düşünme yolu açtı. Aslında ihtiyacım avm, beton ya da farklı mekanlar değil yeşil, toprak ve doğa; bunu bir kez daha net olarak görüyorum. Memleketteki yeşil alan, park, bahçe azlığını siz de bir kez daha farkettiniz değil mi? Farklı restoranlar, yeni açılan yerler, trend mekanlar  gezmek değil de sevdiklerimle bir sofrayı paylaşmak ne değerli onu hatırlıyorum, yine. Evde rahatça buluşmak, bir şeyler paylaşmak, sohbet etmek... ne güzelmiş! 

  • Bağımlılıklarımı düşünüyorum. En son iki gün önce sürekli ekmek aldığım fırın kapandığını duyurdu. Garip bir burukluk hissettim. Alışkanlıklarım, düzenim değişiyor evet; ama bu süreç bir şeyi de çok net yüzüme vuruyor: ekmeğimi yapmaktan, yemeğimi pişirmeye, ev temizlemekten kişisel bakımımla ilgili bir dolu şeye kadar her şeyde başkalarına bağlı bir düzen kurmuşum. Çoğunda zaman satın alıyorum belki ama günün sonunda bakınca kendi kendime yetemiyorum. Bir dolu şeye bağlı-bağımlı olmuşum meğer. Bir anda hepsi gidince; şimdi neleri yapmadığımı, nasıl olup da bunları yapmamanın daha iyi olduğuna ikna olduğumu, kendime nasıl bir fanus yarattığımı sorguluyorum. İnsanların instagramda ekmek paylaşımları yapmasını çok iyi anlıyorum; hepimizin kendimize yetebileceğimizi hissetmeye ihtiyacımız var, değil mi? ;)

  • Tüketim alışkanlıklarımı düşünüyorum. Ne çok ve ne gereksiz alışveriş yapıyormuşum! Bir iki haftadır temel gıda ve market alışverişi dışında çok çok az şey alıyorum; ve hiçbir şeyin eksikliğini hissetmiyorum. Birkaç parça kıyafet yetiyor da artıyor bile. Kremler, makyaj malzemeleri, kahveler... Farketmeden, düşünmeden, ihtiyacım olmayan şeyleri dolduruyormuşum hayatıma. Bu süreçte gerçekten nelere ihtiyacım olduğunu düşünmeme vesile oldu. Önceliklerimin, ihtiyaçlarımın, değerlerimin bir kez daha üstünden geçiyorum;)

  • Üretmek üstüne düşünüyorum. Nasıl kopmuşum birşeyler üretmekten? Kendi yiyeceğimizi, ihtiyacımızı üretmekten bu kadar uzağa düşmüş olmak, ne acı! 

  • Yapmak ve olmak üstüne düşünüyorum. Bütün bu süreçte herkes bir şeyler yapmaya odaklanıyor. Sürekli tavsiyeler, evde şunu yap-onu yap, bunu oku mesajları havada uçuşuyor. Ben de kendimi to-do-list'lere kaptırdığımı hissediyorum. Bu bir kaçış gibi belki biraz... Oysa ne olduğumuzu düşünmek, ne hissettiğimize bakmak; durmak ve gözlemlemek bu süreçte yapacağımız en güzel şey olabilir. Elimden geldiğince buna çaba harcıyorum;)


Sizin bu süreçteki hissiyatınız, gözlemleriniz, deneyimleriniz neler?




Yorumlar

  1. bazen umut ve heves dolu. bir dolu şey başaracakmış gibi. bazen de şevki sönmüş, karamsar. nisan sonuna kadar zaman verdim dünyaya. bu işi çöz dedim. olacak olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. inşallah:) ben biraz daha uzun süreceğini düşünüyorum; umarım sen haklı çıkarsın;)

      Sil
  2. Biz karı koca hastanede çalışıyoruz. İşimiz hayatta kalmak. EBA'ya bile bakmadık.
    Biz de bazen ''hepimiz ölücez'' bazen de ''hiçbir şey olmayacak'' modundayız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok kolay gelsin. Umarım siz de olabildiğince ferahlıkla geçirebilirsiniz bu süreci. Kalpten kolaylıklar diliyorum:)

      Sil
  3. Aslında düşününce hayatımızda çok fazla gereksiz şey var. Minimalist olmak bu anlamda çok güzel. Temel ihtiyaçlar ve arkadaşlarla aslında hayat daha güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle! bu süreç bana tam olarak önceliklerimi sorgulatıyor. Daha sade, daha güçlü olarak çıkabiliriz umarım tüm bu yaşadıklarımızdan;)

      Sil
  4. Gerçekten "İhtiyaçlarımız ne kadar ihtiyaç?" ve "Bağımlılıklarımız ne kadar vazgeçilmez?" diye düşünüyoruz şu günlerde bir çoğumuz. Bir çok şey olmadan devam edebiliyor hayat ve bir çok şey de o kadar vazgeçilmez değil aslında. Çok daha basit şekilde devam ediliyor yaşamaya. İnsanoğlunun uyum kapasitesi ve adapte olma hızı inanılmaz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osman ve Yeniden Kitap Kulübü

Ev...

Hafta Sonu Yeşil Bir Kaçış: Ortanca Evleri