Eşref'i Vurdular, Nafile Yere... **
Memleket
yangın yeri...
Her gün,
başka bir şehirden, farklı bir sokaktan kötü bir haber geliyor. Bombalar
patlıyor, tecavüz sıradanlaşıyor, ölenler “yalnızca bir sayı” olarak
ekranlarımıza düşüyor…
İnsanın
içinden hiçbir şey yapmak, hiçbir şey söylemek gelmiyor.
Gülümsemeye,
mutlu olmaya, güzel bir şeyi paylaşmaya mecalimiz yok. Sokağa çıkmaya
korkuyoruz.
Böyle büyük
büyük; siz’li biz’li cümleler kurmak değildi aslında niyetim. Kendi halimi
anlatmaya ihtiyacım var.
Korkuyorum.
Sokakta yürürken yanımdan geçen adamdan, kaldırımda duran arabadan, karşıda
bekleyen sırt çantalı kadından; hepsinden korkuyorum. Tenha sokaklardan
geçmeyeyim diye yolumu uzatıyorum, kalabalığa girmeyeyim diye aylar öncesinden
aldığım etkinlik biletlerini yakıyorum. Kendi küçük dünyama kaçmaya çalıştıkça,
eve kapandıkça, “yok yok bir şey olmaz” diye kendimi teselli etmeye çalıştıkça
nefes alamadığımı hissediyorum.
Doğu, batı,
Diyarbakır, Taksim… kafamda hiçbir ayrım olmaksızın; olan bitene deli gibi
üzülüyorum.
Ve direnmeye
çalışıyorum. Okuyarak, kitaplara kaçarak, türkülere sığınarak…
Çünkü
elimizde bir tek onlar kalıyor bence. Sözcükler,
şiirler, türküler. Savaşlardan, ölümlerden, yıkılıp da yeniden kurulan
hayatlardan geride kalan hep onlar oluyor.
O yüzden bu
ara hep türkü dinliyorum. Sözlerini ezberleyinceye kadar başa sarıyorum.
Hikayelerini araştırıyorum. Nasıl öykülerle dolu olduklarına, neler
anlattıklarına şaşırıyorum.
Bence
memleketi daha iyi anlamak için, birbirimizi sevmek için, “biz”den başka olanı
kabul edebilmek için memleket hikayelerine kulak vermemiz lazım. Birbirimizi dinlememiz lazım. Ağıtlarımızı,
umutlarımızı, hikayelerimizi bilmemiz lazım.
Ne geliyorsa
başımıza, dinlememekten, “öteki”nin sesine kulak vermemekten gelmiyor mu?
En iyisi mi “başka” bir
yörenin türküsünü dinleyin siz bugün.
Hiç şiir
okumamış, hiç aşık olmamış, hiç türkü dinlememiş gibi kötü insanlardan, hiçbir
meselde yer almayan zulümlerden korunmak için; kalbimiz kararmasın diye,
umudumuz tükenmesin diye şiir okuyalım ya da türkü dinleyelim bugün bence.
* Hamiş: Çok naif, çok "pollyanna" olabilirim; ama ben de böyle direniyorum.
** Eşref Bey Ağıdı, bir Giresun türküsü... Hikayesini merak ederseniz, şurayı okuyabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder