#YazAjandaya Kafa Açıcı Dizi Tavsiyeleri

Seyahat etmeye, yollara çıkmaya, her boşlukta bir yerlere kaçmaya bayılıyorum! Yolda olmak, yeni yerler keşfetmek, her fırsatta seyahat planlamak güzel; çok güzel, evet. Ama evde olmak da güzel! :)
Evde vakit geçirmeye; miskin miskin takılmaya da ihtiyaç duyuyorum bazen. Böyle zamanlarda kitap, dergi, dizi ve yemek olayına dadanıyorum.

Bu hafta sonu da epey "evde" geçti. Sabahları birer saatlik yürüyüş sonrası evde takıldım. Birikmiş işleri toparladım, bir kitap bitirdim, biraz dergi okudum; bir film, beş bölüm de dizi izledim. Yani bence evde olmanın hakkını verdim! ;)

Son zamanlarda evde vakit geçirebildiğim böylesi zamanlarda birkaç farklı dizi izledim. Başka başka hikayeler arasında gezindi zihnim. Bazılarını özellikle tavsiye ederim;)

The Handmaid's Tale

Bu diziyi izlediğimden beri, hangi ortamda konu dizi, film mevzuna gelse hemen "The Handmaid's Tale 'i seyredin mutlaka!" diyorum. Hatta laf gelmeden tavsiye ettiğim de oluyor:) Yani neredeyse herkese zorla oturtup bu diziyi izleteceğim. O kadar sevdim!

The Handmaid's Tale, bir distopya.  Bir kitap uyarlaması; ben kitabı okumadım. Genelde önce kitabı okuyup sonra uyarlamasını seyretmeyi tercih ederim. Ama bu kez kitaptan dizi sonrasında haberim oldu. Bundan biraz utanıyorum, evet ;)

Olay Amerika'da geçiyor. Nükleer enerji, sanayileşme etkileri derken doğurganlığın çok çok azaldığı bir dönem tasvir ediliyor. Bir grup devrim yapıyor ve doğurgan kadınların damızlık olarak kullanıldığı bir sistem kuruyor. Hikaye kaba taslak böyle; ama üslup, görsellik ve detaylar gerçekten kafa açıcı. Distopyalar ilginizi çekiyorsa, izleyin derim ;)

Ben BluTV 'den seyrettim. Belki başka kaynaklardan da erişilebiliyordur, emin değilim;)





This Is Us

Allahım, nasıl sıcak, nasıl samimi, nasıl güzel bir dizi! Aile olmak, bağlarımız, ilişkilerimiz üstüne şahane bir dizi This is Us. Ben koca sezonu birkaç günde bitirdim; sanırsın ailenin bir ferdiyim. O kadar hikayenin içindeydim seyrederken. Rebecca, Jack, William, Randall, Kate, Kevin; herbiri oldukça gerçek, sahici karakterler. Onlarla birlikte sizin de içinizde akıyor hikaye sanki. Ağlatıyor, güldürüyor, kızdırıyor... Yaşatıyor, dizi. Böyle, biraz Süper Baba gibi, hatta. Hey gidi...


Neyseki Eylül'de yeni sezonu gelecekmiş. Ben mendillerimi, çekirdeğimi ve kahvemi hazırlayıp bekleyeceğim! :)

Bence siz de başlayın ilk bölümden. Pişman olmayacaksınız, eminim;)

Big Little Lies

Okyanus kıyısında şahane evler, zengin insanlar, güzel adamlar ve kadınlar, çok iyi müzikler, sıkı oyunculuklar, bayağı iyi bir kadro var bu dizide. 7 bölüm, mini dizi tadında, Big Little Lies. Devamı gelecek mi bimiyorum; ama tek sezonuyla bile aklımda sağlam bir yer edindi.


Nicole Kidman, Shailane Woodley, Reese Witherspoon, Adam Scott... Hepsi döktürmüş. İzlerken o evlerde yaşayıp hikayenin bir parçası olmak istiyor, insan. Bölümler ilerledikçe hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığı, dışarıdan görünenin içeride olanı anlamaya yetmediği dank ediyor tabi insanın kafasına. Yani ilişki ağları, karakter derinliği, detaylar; hepsi özenle işlenmiş. Görsellik ve müzikler de cabası!

Özellikle müzikler, enfes. Şu yazıyı yazarken bile dizinin soundtrack'ini dinliyorum. O nasıl güzel şarkıdır yaw! :)


Masum

Bu kadar yabancı diziden sonra medarı iftiharımız Masum 'dan bahsetmezsem olmaz!
Bir Berkun Oya projesi. Seren Yüce yönetmiş; Haluk Bilginer, Nur Sürer, Bartu Küçükçağlayan, Okan Yalabık, Serkan Keskin ve Ali Atay, bir seyir güzelliği yaratmış.



Berkun Oya ile ilk tanışmam üniversite birinci ya da ikinci sınıfta seyrettiğim Yangın Duası oyunu iledir. Devlet tiyatrolarında oynuyordu; oyun çıkışı nasıl bir etki altında yürüdüğümü, neler düşündüğümü hala hatırlıyorum. Oyunu kimin yazdığını araştırdım; ve o günden sonra Berkun Oya adını gördüğüm her işi takip ettim. Dolayısıyla Masum'u da büyük bir merakla bekliyordum. Beklediğime de değdi! :)

Türk dizileri arasında açık ara en iyiler liginde. Helal olsun, dedirten bir iş.
Haluk Bilginer ve Nur Sürer'i seyretmeye doyamadım. O nasıl bir ustalık, o nasıl bir performanstır yahu... Sahneleri hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor!

Hikaye, benim için biraz tanıdık. Senaryo, Berkun Oya'nın Bayrak adlı oyunundan uyarlama; Bayrak'ı sahnede seyretmiştim. Yine de başka oyuncular, dizi formunda izlemek epeyce keyif verdi.


Türk dizilerinden bunaldıysanız bile Masum'u seyredin; bu ülkede güzel işler de yapılıyor, demek için bir sebep sonuçta... Tavsiye ederim;)



Trapped

Son olarak, henüz finaline eremediğim, son iki günde 5 bölümünü seyrettiğim Trapped 'dan bahsedeyim. Bir İzlanda dizisi. Kuzeyin eşsiz doğası, havası, enerjisi var dizide. Sisli-puslu, bol karlı, gizemli ve etkileyici.

İzlanda'da küçücük bir kasabada, denize atılmış bir ceset bulunmasıyla başlıyor hikaye. Suça pek alışık olmayan bir halk, 3 polis memuru ve kasabanın günlük hayatı epeyce etkileniyor bu olaydan. Hikaye, yavaş ama akıcı bir şekilde ilerliyor. İlk sezon 10 bölüm; şimdilik yalnızca ilk beş bölümü seyrettim; devamını meraktayım:)

İzlanda'nın doğasına, diline ve en çok da insanların doğal şartları kabullenerek yaşayışına hayran kalıyorum seyrederken. Yeminle, İzlanda'ya gitmek istiyorum, bu dizi yüzünden:)



Şimdilik dizi tavsiyelerim bunlar:)


Sizin var mı kafa açıcı, sıkı dizi tavsiyeleriniz? Siz neler tavsiye edersiniz?

Yorumlar

  1. Dolu dolu bir liste olmuş. Masum'u ben de çok beğenmiştim, oyunculuklar harika, müzikleri ve konunun işleyişi her şey çok güzeldi..

    YanıtlaSil
  2. Ben de 'Olive Kitteridge' adlı diziyi tavsiye ediyorum. 4 bölümlük mini serie. Kitabı da dizisi de oldukça etkileyici.....seveceğinize eminim...kitabı türkçeye ' kül mevsimi' olarak çevirilmiş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oliver Kitteridge'i duymamıştım hiç; bakayım. Çok teşekkür ederim:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osman ve Yeniden Kitap Kulübü

Ev...

Hafta Sonu Yeşil Bir Kaçış: Ortanca Evleri