Kabuk...


“Hayat gelir ve geçer. Ağır ve karanlık ve yorucu ve uykusuz ve zalimdir hayat. Umduğunla başına gelenler arasında dünyadan güneşe uzanan yol kadar mesafe vardır. Hep mutlu olmayı ummak kocaman bir aptallıktır. İnsan sadece kendi olmalıdır. Kendi denilen şey ne ise o. Sınırları vardır, bir ara çizer insan, yürüdüğü yollar boyunca çizer, tanıdığı insanlara baka baka, yaşadıklarından anladığıyla, aynaya baktığında gördüğüyle çizer insan, birtakım dallara taşlara, çalılara takılır yol boyunca ve her bir çizik yara bereyle kendinin tarifini çizer derisine. Parmak iziyle, gözünü eğişiyle utanırken, başını biri seslendiğinde arkaya doğru çevirişiyle, sevdiği kabak tatlısıyla, sevmediği mor desenle, kocasına göre aldığı şekille, doğurduklarının başka insanlar olduğunu gördükçe, kızdığında söylendikleriyle, susup içine attıkları ve kimsenin bilmediği hisleriyle. İnsan sadece kendi olmalıdır.”






Geçtiğimiz vakitlerde okuduğum ve içimi dolduran, beni heyecanlandıran, zihnimi ve kalbimi saran bir kitaptan bahsetmek istiyorum.

Kabuk.

Zeynep Kaçar'ın ustalıkla anlattığı bir aile hikayesi. 

Aile, hepimizin içine saklandığı ya da belki kendimizi sakladığımız kabuğumuz. İşte, Zeynep Kaçar, her cümlesinde o kabuğumuza dokunuyor. Her kelimesinde.

"Kim bilir, kim bilir ne güzel bir histir tam olmak? Sıradan bir ailede dünyaya gelme kaderi ile taçlanmak…Kim bilebilir annenin asla delirmeyeceğini, babanın her akşam eve döneceğini ve kardeşinin hiç terk etmeyeceğini bu kabuğu?"

Üç kuşak kadının gözünden, zaman kaymaları ve bir sarmaşık gibi akıyor hikaye. İlk sayfalarında kim kimdir, nedir, ne zamandır diye düşündürüyor. Çok kolay bir metin olmadığını söyleyebilirim. Ama hikayenin gücü ve güzelliği de kolaya kaçılmamasından. Katman katman açılan bir dünya sunuyor, yazar, karşımızda. Üslubu, kurgusu, incelikleri ile uzun zamandır okuduğum en iyi roman.

Zeynep Kaçar, aslında tiyatrocu ve oyun yazarı. Kabuk, ilk romanıymış. Ki bence, ilk romanı olduğuna inanmak gerçekten güç. Öyle bir ustalıkla kurmuş ki metnin çatısını, zamana direnecek güçlü bir hikaye yaratmış.

Bir Türk yazardan iyi bir metin okumak istiyorsanız, Kabuk'u okumanızı öneririm. Sarsılacak ve hikaye ile sarmalanacaksınız ama; uyarayım! ;)



"Başkaları, sandığımız kişi olmadığımızı hatırlatmak için giriyor hayatlarımıza. Biz kendimizi aşağı yukarı birşeylerle tanımlarken, onlar bize başka bir yüzümüzü gösteriyor. Kendi gerçeğimizin dışına çıkıp bakıyoruz ve öyle yada boyle kabul ediyoruz yeniden tarif edildiğimiz hali."

Yorumlar

  1. Yeni listeme ekledim kitabı, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. beni son zamanlarda en çok etkileyen yerli metin oldu. Umarım siz de seversiniz:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osman ve Yeniden Kitap Kulübü

Ev...

Hafta Sonu Yeşil Bir Kaçış: Ortanca Evleri