Ortam, Ortalama ve Güzel İnsanlar...

İnsanın en yakınındaki 5 kişinin ortalaması olduğunu okumuştum bir yerde. Epeyce mantıklı bulduğum, aklıma yazdığım bir cümle oldu bu.

Hakikaten çok etkileniyoruz birbirimizden. Çevremiz, sık görüştüklerimiz, en çok zaman geçirdiklerimiz belirliyor sıklıkla modumuzu ve yolumuzu.

Bu yüzden çevremdeki insanlara özen göstermeye çalışıyorum. Her biriyle ilişkimin mesafesini kendimce ayarlamaya gayret ediyorum. Özellikle toksik, her şeyden memnuniyetsiz, söylenen, üretmeyen, tüketen, aşağı çeken ve enerji emen insanlardan uzak durmayı tercih ediyorum.

Çünkü diğerlerinden salınan olumsuzlar, kötü huylu tümörler gibi yayılıyor hayatımıza hızla. Kendimi, hayatımı, kendi küçük dünyamı korumaya çalışıyorum aslında:)

Şanslıyım ki çevremde, yakınımda şahane insanlar var! Üreten, çalışan, farklı farklı konularda çok donanımlı, yaratıcı, ilham veren, cesaret aşılayan, güzellikleri çoğaltan ve mutluluk aşılayan şahane insanlar tanıyorum! :)

Kübra'yı beklerken, Kumbaracı50'de...



Dün,  tasarımcı arkadaşımın markası Sadehane' den ve onun katıldığı festivalden bahsetmiştim. Yazıyı yazıp evden çıktık ve başka bir arkadaşımın oyununu seyretmeye gittik. Kübra, çılgınca yoğun iş hayatının yanında Kumbaracı50 'de Altıdan Sonra Tiyatro grubuna dahil olmuştu. Bir süredir insan üstü bir tempoda ve hevesle oyun için çalışıyordu. Dün akşam, ilk oyunda yanındaydık! :) Sahnede bir arkadaşımı seyrederken bende duygular şelale oluyor resmen! Nasıl bir gurur, nasıl bir mutluluk anlatamam! geçen aylarda gül'ü izlerken de tüylerim diken diken olmuştu... Çocuğunu müsamerede seyreden veli kıvamına geliyorum sanırım! :p

Oyun sonrası Küp'le :)


Kübra ve arkadaşları Tartüf 59'u oldukça keyifli bir yorumla sahnelemişler. Kübra'nın yanı sıra drama eğitimden bir arkadaşım, sahnedeydi ve onun performansını da hayranlıkla seyrettim.  Epeyce sevdim oyunu. Ve enerjilerini, heveslerini, o güzel hallerini... Oyun çıkışı, Kübra, ayn zamanda oyunun kostümlerini de hazırlamıştı; kostümleri hazırlama sürecinden bahsetti. Neleri nasıl akıl edip yaptığını anlattı; gözünde kocaman bir ışık ve yüksek bir coşkuyla... O an üretmenin hazzını gördüm gözbebeklerinde; ve güzel bir şey yapmanın mutluluğunu.

Kübra, sahnede! :)


O coşku ve mutluluk, birkaç arkadaşımın daha gözünde var işte! Her birinin aydınlığı farklı sözcüklerde saklanıyor. Kimi sanattan, kimi doğadan, kimi sinemadan, kimi metinlerden, kimi otlardan ve kimi de bambaşka ufuklardan besleniyor ve yayıyor ışığını...

Ve ben, sevdiğim insanlarla, o ışığın gölgesinde soluklanmak istiyorum uzun yıllar!

Hatta, kulağa çılgınca gelebilir ama hepsini toplayıp bir arada yaşayabileceğimiz bir köy falan kurmak istiyorum! Böyle herkesin kendi uğraşıyla dolu dolu günler geçirdiği, birbirimizi hem zihinsel ve duygusal olarak besleyebildiğimiz; güçlü ve zayıf yönlerimizi tamamlayıp bütünlük ve uyum içinde yaşayabildiğimiz bir köy!

Lükslerden, şablonlardan, zorunluluklardan arındırılmış; doğallıkla ve samimiyetle örülmüş, gerçek ve sahici bir enerjiyle herkesin ürettiği, çoğalttığı bir yaşam alanını paylaşmak istiyorum sevdiklerimle. Herkesin kendi var oluşunu ortaya koyabildiği bir küçük köy hayal ediyorum! Ve yemyeşil bir bahçede uzun bir sofrada oturduğumuzu; sanattan, edebiyattan, filmlerden, bilimden, şifalı bitkilerden, mutfakta pişen yemekten, içimizdekilerden, bedenimizden... her şeyden konuşup sadece içinde bulunduğumuz an'a kadeh kaldırdığımızı, düşlüyorum.

Hayal, şimdilik.
Belki bir gün, gerçek olur.

Değil mi?

Belki, bir gün...

O ortalamayı yükseltiriz, hepimiz için.

Belki, bir gün.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osman ve Yeniden Kitap Kulübü

Ev...

Hafta Sonu Yeşil Bir Kaçış: Ortanca Evleri